Thursday, October 21, 2010

Intuit, Survive | Adapt, Maintain | Learn, Thrive | Levitate, Enjoy!

Toronto'da ikinci ayimi devirmek uzereyim, simdiye kadar sehir ve ulke hakkinda bir suru cikarimim oldu, bunlarin bazilarini burada paylastim, bazilarini da konustugumuz zamanlar anlattim. Bir kismini yasayarak ogrendim, bir kismi icin etrafi gozlemledim, konusanlari dinledim. Yeri geldi sadece kalabaligi takip ettim, yeri geldi kelime anlamadigim esprilere guldum, yaptim bunlari. Ha bunun icin farkli bir ulkede olmaya zaten gerek yok. Elbette, cevrendekiler degisince algilarin aciliyor, sonucta yasamayi ogrenmen lazim degil mi? Ne olursa olsun...

Yeni bir maceraya atilmadan once, mantikli olan sey plan yapmaktir degil mi? Hic de sevmem, daha ziyade adapte olmayi tercih ederim bilirsin. Bir kez birini takip edersin, sonraki sefere sen takip edilirsin, yeni yola gerek yoktur, zaten bildigin bir yol var haksiz miyim?

Peki ya, bir gun metro bozuldu, ne yapacaksin? Zorunluluk nasil da ogretiyor yeni metodlari, optimize oluyorsun yavas yavas, yarim kalanlar batmaya basliyor, rahatsin artik, paletle yurumeyi ogrendin ya, illa kosarak girmen gerek suya. Hadi onu da yaptin.

Ne guzeldir yoldaki imgeler, yeterince uzun yurursen degisime tanik olabilirsin. Bakman lazim elbette, anneannem hep der; "Ah ne guzel manolyalar acmis", veya "Mine bak ne guzel begonvil" vs. O soyleyene kadar o cicek orada bile degil benim icin, belki cicegin bahcesine ait apartmandaki kirayi dusunuyorumdur, belki de aksam votka-elma mi alsam, yoksa arabayi alip icmesem mi gibi Ockham'in usturasi kivamindaki sorulara cevap ariyorumdur. Alya elinde "anne bak bayrak yapragi" diye 3lu akcaagac yapragi getirdiginde, iki aydir yasadigim, oncesinde de bircok kez geldigim ulkenin bayraginda bu yapraktan oldugunu farkediyorum. Ve bu yol her gun yurudugum yol. Fotograf ceken insanlari gorup anlam veremiyordum, sonradan dusundum, ulkemde ay yildiz yanyana geldigi an altinyolda arabalasindan inip gozu yasli fotograf ceken adami hatirladim. Bakmak lazim, gormek lazim. Farkindalik bir sonraki asama olsa gerek, neden olmasin, artik Unagi'ye eristin, simdi firsat kolla, en dogal hakkin.

Yuzdun, yuzdun, yunuslara bindin, baliklari Nemo'ya veya Dora'ya benzettin. Anlamsiz oldugu halde, etrafta kimse yokken bile dalip kum cikardin, guneste parlakligini gorunce elini suya daldirdin, kumun akip gidisini izlemek icin. Palet mi? Ne gerek var, Waterworld'un Kevin Costner'isin artik sen.

Eninde sonunda, kiyiya varacaksin degil mi? Keske hep yuzsek, -ki ben suyu sevmem, metafor secimimi degistirmek icin de gec sanirim. Ucsak daha iyi olurdu, onu severim bak, ama paletle uculmaz, hmm, sana dedim ama, plan yapmayi pek sevmem diye. 

Ozet gec pic: Farkindasin degil mi, hepsi odev yapmamak icin...


Ayrica Turkiye'nin 4 bir yanindan katilimlar var farketmedim sanma, referandum gibiyim, sahil seridini kaplamisim..



2 comments:

Unknown said...

çok güzel yazmışsın ...ayrıca evet farkındayım roman bile yazabilirsin...

Deniz said...

Bu aynı yorumu yazdığım ikinci post olacak, birincisi Ceren'in blogda bir yazıyaydı.

"Şairane."

Post a Comment